top of page

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu

  • Klinik Psikolog & Diyetisyen Nilay Atlıoğlu
  • 1 Ağu 2024
  • 2 dakikada okunur

Yeme bozukluklarının en sık görülen çeşidi olan tıkınırcasına yeme bozukluğu, kişinin belirli zaman dilimlerinde kontrolsüz bir şekilde normalden çok daha büyük miktarlarda yemek yemesi ve bu süreçte yeme eylemi üzerinde kontrolü kaybetmesiyle kendini gösterir. Bunlara yeme atağı denir. Bu ataklar genellikle gizlice yapılır ve ardından suçluluk, utanç ve pişmanlık gibi duygular gelir.

Çoğu zaman terapiye başvuran danışanlarımızda "Yeme atağı yaşıyorum." gibi bir cümle duyarız ve biraz derinlemesine incelediğimizde bunların aslında tam bir yeme atağı olmadığını görürüz. Bir yeme periyodunun tıkınırcasına yeme bozukluğunda olduğu gibi bir atak sayılabilmesi için bir atak boyunca 3000-5000 kalori kadar büyük miktarların tüketimi, bunların hızlı ve kontrolsüz şekilde yenilmesi gereklidir. Yani her aşırı yeme bir yeme atağı olmayabilir.

Tıkınırcasına yeme bozukluğuna diyet dönemleri eşlik edebilir. Yani kişi sürekli diyete başlayıp, kilo verme düşünceleriyle uğraş içerisinde olabilir. Ancak genellikle bu diyetler fazla sürdürülemez ve diyet yapmak diğer yeme bozukluklarında olduğu gibi burada da döngüyü sürdüren ve atakları tetikleyen bir etken olarak rol oynayabilir.

Bu duruma yol açan en büyük faktörlerden biri duyguları düzenlemeyi yemek yoluyla öğrenmiş olmaktır. Yeme eylemini zorlayıcı duygu ve durumlarla baş başa kaldığında bir baş etme stratejisi olarak kullanan kişilerde sıklıkla görülür.


Tedavi

Bu durumun tedavisinde genellikle Bilişsel Davranışçı Terapi önerilmektedir. Ancak her süreçte olduğu gibi tedavi bireyseldir. EMDR, psikodinamik terapi gibi ekoller de tedavide kullanılabilir. Psikoterapinin yanısıra gerekli görüldüğünde atakları düzenlemek adına çeşitli psikiyatrik ilaçlar eşlik edebilir. Ancak asıl tedavi yöntemi olarak kılavuzlarda psikoterapi yer almaktadır.

Bunun dışında terapiye erişme imkanınız yoksa "Kendi Kendine Yardım" yöntemlerinden faydalanabilirsiniz. Yeme günlüğü tutmak, duygu ve düşüncelerinizi ve yediklerinizi kaydetmek, farkındalık oluşturmak adına oldukça yararlıdır. Atakları kontrol altına alabilmek için özellikle tedavinin başında terapide de uyguladığımız gibi öğünleri düzenlemek, uzun açlıklardan ve diyetlerden kaçınmak da önemlidir. Günde 3 ana öğün yapmak, ihtiyaca göre açlık sürelerinin uzun olduğu aralara ara öğünler planlamak atakları kısa bir süre içerisinde dengeye getirebilir.

Tedavide duyguları düzenlemeyi öğrenmek de oldukça mühimdir. Zorlayıcı duygularla yemek yoluyla değil farklı baş etme stratejileri geliştirerek baş etmek yararlı olabilir. Örneğin, yeni bir hobi edinmek, yürüyüş yapmak, doğada zaman geçirmek, dans etmek gibi eylemler atakların yerini aldığında yeme bozukluğu başa çıkılabilir hale gelebilir.



Yalnız Değilsiniz


Yeme bozuklukları karmaşıktır. Uzun yıllar boyu farkında olmadan veya kendi kendinize baş ederek geçmesini beklemiş olabilirsiniz. Ancak çeşitli faktörlerin rol oynadığı, yeni davranış stilleri kazanmayı gerektiren durumlar olduğundan destek almak önemlidir. Bu konuda danışmanlık almak isterseniz iletişim kanallarından ulaşabilirsiniz.


Sevgiler,


Klinik Psikolog & Diyetisyen Nilay Karaköse



 
 
 

Comentários


bottom of page